2022 YILI İLK ÖNEMLİ VİZYON FİLMİ

2022 YILI İLK ÖNEMLİ VİZYON FİLMİ

7 OCAK 2022 LICORICE PIZZA

Salgın, ekonomik şartlar, film endüstrisini ve gerçek sanatseverleri vurmaya devam ederken, 2022 yılının, 7 Ocak tarihli öne çıkan filmler içerisinden seçtiğimiz, LICORICE PIZZA filmini sizlerle paylaşıyoruz.

Yönetmenliğini, filmin aynı zamanda yazarlığını da yapan Paul Thomas Anderson yapıyor. Kısa roller olsa da film başlar başlamaz kokusu, aslında bahsettiği döneminde duygusunu taşıdığından o sinyali verecek olan “Bir yıldız doğuyor” filminin esintileri gibi hafiften eserek geliyor. Ve ilerleyen saatlerde, 1970’lerin ortasında Los Angeles’in San Fernando sahil bölgesinden bize,  Bradley Cooper’i getiriyor.

Kadroda:

ALANA HAIM, COOPER HOFFMAN, TOM WAITS, BENNY SAFDIE ve 2018 yılında güzel iş çıkaran, Bir Yıldız Doğuyor ve efsane JOKER filmine katkısı olan Bradley Cooper gibi SEAN PENN’de kısa rolde ama filme katkı sağlıyorlar elbette.

Film bahsettiğimiz gibi 70’lerin o çiçek çocuklarını, duygularını, değişen dünya düzenini, azalan kaynakları ve petrol sorununa varacak olan, gelecek yılları anımsatırken, aslında değişen ve devşirilen dünya düzenini gözler önüne seriyor.

O örtü açıldığı zaman, bir birey olarak kendilerini var etme çabasında olan ve biri on beş yaşında ama özgüveni yerinde, yaratıcı erkek Gary Valentine ile kendisinden on yaş büyük ve fotoğrafçılık yapan genç kız, Alana Kein’in, kendilerini bulma yolculuğu. Ve bu yolculuğun kılavuzu da, bugün hepimizin yana yakıla aradığı “saflık, duruluk” hali!

Salgın döneminde birçok şeyi eve kapandığımızda, tüm dünya vatandaşları olarak sorgulama imkânı bulmuştuk. Cannes sokaklarında lüks kıyafetler içinde insanlar değil domuzlar dolaşıyor, Asya’da ise Filler poz veriyordu. İtalya’da konservatuar öğrencileri, pratik olsun diye balkondan adeta serenat gibi komşularına konser veriyor ve alkışı alıyorlardı. Biz, bizeydik ama sözde normale döndükçe, yine dağıldık ve çözüldük.

Dünyanın tüm savaşları, hastalıkları, yokluklarını çıkardığımızda, temiz bir hali vardır. İşte o temizliğin içinden bile temiz kalan, o özel 1960, 70 ve 80’ler…Biz sanırım o romantik, gerek aile, gerek ilişki bağlarının kuvvetli olduğu, teknolojinin bizi, bizden uzaklaştırmadan ve insan kalmış halimizi özlüyoruz.

Bizi o güzel yıllara ve de duygulara taşıyan LICORICE PIZZA filminde, o duruluk aranan ve hasretle beklenen gerçeklik var. Birde mezhep, din, dil ayrımları işin içine girdiğinde, kadın olmanın zorluğu gösterilmeye çalışılıyor. Aidiyet ve sevgi arayan kadın varlığın, Yahudi kökenli olduğunda da, sıradan bir kadın olduğunda da, önce ailesi tarafından dayatılan dogmalar ve çevresine, topluma karşı sorumluluklarının arasında hayatı ıskalamamak.

Erkek ise ister on beş yaşında, ister ünlü biri olsun, yaradılış itibari ile kadın varlığı gibi değil. Dolayısı ile incinen kadına da dem vurarak,  gerçek aşk arasında yaş farkının olmayacağını, hiç yormadan çok güzel bir anlatım ile çiziyor.

Film içinde bu verilmese de, 1970’ler de, Los Angeles’ da porno sektörünün en kral yeri olan noktada, saflık ve sevgi içinde kendini var etme çabası, filmin başından beri ifade etmeye çalıştığımız her türlü kirliliğe karşı duruluğun var olma savaşını sunmakta.

Karakterlerden biri, hayatı eğlenceli bulurken, diğer taraf kurtuluş için, hayatı anlamak için çabalaması. İşin içine göndermelerle ve bir hazin trafik kazasında vefat eden Grace Kelly de anarak; siyasetten, ebeveyn teenage sorununa, öğretmen öğrenci, yönetmen oyuncu gibi toplumsal ilişkilere sosyolojik bir bakış açısı ile bakabilme fırsatı veriyor.

İzlemekten pişman olmayacağınız, ekonomik sorunlarla dağılan ruhumuza, duygusal anlamda insan manzaraları arasında “kendini bulma yolculuğunda her yol mubah mı?” Ya aşk? Onu nasıl bulup, koruyacağız sorularının da cevabını vermekte.

Belki sizlere de izlerken bir şeyleri anımsatacak bir replik çıkacak:

“Beni unutmayacaksın.

Tıpkı benim de seni unutmayacağım gibi”

İyi izlemeler.

EMEL SEÇEN