AYDIN BOYSAN İLE...

Antalya Ekspres Gazetesi,
(5 Ocak 1991)
***
Önceki gün (Perşembe) gazetedeki işlerimi henüz bitirmiştim… Saat 16.00 olmuş… Telefonda Kral Sofrası Restaurantın sahibi sevgili dostum ağabeyim Toygar Güler var…
Yanında Gazeteci Yazar Sayın Aydın Boysan’ın olduğunu ve benimle tanışmak istediğini, hemen gelmemi söyledi…
Birden elim ayağım dolaştı… Heyecanlandım!...
Oysa en yüksek makamın sahibi, Cumhurbaşkanı değil, Aydın Boysan’dı!...

Yıllardır yazılarını zevkle okuduğum, mesleğinde erişilmez zirveyi yakalamış, büyük hayranlık duyduğum Aydın Boysan ile tanışmak, el sıkışıp, karşılıklı sohbet etme şansını yakaladığım için heyecanlıydım…
En kestirme yolları kullanarak birkaç dakika içinde Yat Limanına indim…
Kral Softası Restaurantın merdivenlerini hızla çıktım… Denizi görür bir masada, karşılıklı oturmuş sohbet ederlerken buldum sayın Aydın Boysan-Toygar Güler ikilisini…

Ve işte karşımda Sayın Boysan…!
Yıllardır tanışıyormuşçasına, özlemle kucaklaşıyoruz… (Bende heyecan dorukta!)
Hemen yanındaki sandalyeyi gösteriyor oturmam için… Ama hayır… İzin isteyip karşısında oturmayı tercih ediyorum… Daha iyi görmek, dinlemek için…
Yağmur dinmiş, hava açmış, Beydağlarının arkasında kaybolan güneşin ışıkları, bulutlar üzerinde renk cümbüşü oluşturmuş şarap rengi ağırlıkta…
Sohbetimizi kesip terasa çıkıyoruz… Bu eşsiz güzelliği fotoğraflarını çekiyor Aydın Boysan akşamın alaca karanlığında…

Tekrar masamıza dönüyor, üçlü sohbetimizi sürdürüyoruz…
Ev sahibi Toygar Güler bir şeyler ikram etmek ihtiyacını duyuyor… Boysan’ın teklifine katılıyoruz, birer tek rakı ve yanında beyaz peynir ile soyulmuş salatalık bulunan tabakta servis yapılıyor…
Her şey ne de hızla gelişiyor… Tanışıyorum… Sohbet etmek ve nihayet birlikte kadeh kaldırmak şerefine erişiyorum Sayın Aydın Boysan’la…
İki saatlik birlikteliğimiz sırasında, Gazipaşa’ya yerleşen ünlü ressam Fikret Otyam’ı ziyaret ettiğini, Tarık Akıltopu ile sınıf arkadaşı olduklarını da anlatıyor Boysan…
“Hazır Antalya’dayken Tarık ile de görüşsek iyi olurdu” deyince telefonla evinden aradık Tarık Akıltopu’nu… Sürpriz olmuştu Akıltopu için… Telefonla sohbet ettiler bir süre… Yarın (dün) buluşmak için randevulaştı iki eski dost…

Vakit dolmuştu…
Sayın Boysan’ı kaldığı Sheraton Hotel'e arabamla götürürken bile yavaş gitmeye özen gösteriyorum…
Ertesi gün (dün) Tarık Akıltopu ziyaretime geldi… Boysan’ı kaldığı otelden telefonla aradık… Öğleden sonra otelde buluşmak üzere anlaştık… Merakım büyüktü… İki eski dostun buluşmasından….
Gazeteci yazar Aydın Boysan, aynı zamanda mimar da!...
Tarık Akıltopu ile İstanbul Mimarlıkta 1940-46 yılları arasında birlikte tahsil görmüşler…
Gördüğü, yaşadığı her konu veya olayı kaleme alıp, şiirsel ifadelerle anlatan Tarık Akıltopu; dostu, arkadaşı Aydın Boysan için de bir şeyler yazmış… Dün elime tutuşturdu… Alıp okudum ve mutlu oldum… Beni büyük bir sıkıntıdan kurtarmış, imdadıma yetişmişti!...
Aydın Boysan’ı anlatmak, onun hakkında bir şeyler yazmakta zorlanıyordum… Sıkıntı içindeydim, sayısız kitabı yayınlanmış bu büyük insan için… Ama şimdi rahattım…
Yarım asırlık arkadaşı Tarık Akıltopu, bakın şiirsel ifadelerle ne güzel anlatıyor Aydın Boysan’ı!...

BANA KALIRSA……… (1046 A)
Bir dostum var,
Her telden çalar.
Dünyayı
Hem dolaşır,
Hem yazar.
Konuştukça,
Ağzından ballar,
Akar,
Vakti olursa,
Mimarlık ta yapar,
İçi dolu şişelere,
Çok sıcak bakar,
Aydın da desen,
Boysan da desen ona,
Olur amma,
Evliya çelebi demek,
Daha doğru olur,
Bana kalırsa.
***
Güncel notum...
Anılarda yaşayan can dostlarım; Aydın Boysan, Tarık Akıltopu ve Toygar Güler'e Allah'tan rahmet diliyorum, aziz ruhları şad olsun...