CENNETİN ÖTEKİ YÜZÜ!... (1)
Cevat ALP...
Antalya Ekspres Gazetesi..
(13 Ağustos 1992)
***
Dünya literatüründe yeryüzü cenneti olarak yerini alan Antalya’mızı yeterince tanıyor muyuz?
Kimse iddia etmesin, yeterince tanımıyoruz var olan güzelliklerini bu cennetin…
Bilmiyoruz cennetin öteki yüzünü!…
Varsa yoksa saplanmışız kıyılara…
Cenneti cehenneme çevirmek için elimizden geleni yapıyoruz…
Nitekim becerdik de…
Geçtiğimiz haftasonu bizzat tanık oldum, gördüm, yaşadım…
Cennetin öteki yüzünü…
Davet edildiğim, Keşkek Şenliği için gittiğim Akseki ilçesinin Pınarbaşı köyünde…
***
Torosların eteklerinde, Murtiçi kasabasından 17 kilometre doğuda, 900 metre rakamlı Pınarbaşı köyünün güzelliklerini anlatmak için söz aramaya, zorlanmaya gerek yok…
“İşte gerçek doğa cenneti” dedirtiyor gören gözlere…
Sırtını Toroslara yaslamış, önünde doğuya ve güneye uzanan yemyeşil vadiyi kucaklıyor… Üzüm bağları ve meyve bahçeleriyle…
Antalya’dan çok daha eskilere dayanan bir tarihi geçmişe, kültüre sahip Antalya’ya 140 kilometre mesafedeki Pınarbaşı köyü…
İnsanları bir başka güzel, bir başka sevecen, alabildiğine misafirperver…
Köyü terk edip Türkiye’ye dağılan, gurbette iş- güç sahibi olmalarına, uzun yıllar uzak kalmalarına rağmen bozulmamış, dejenere olmamış bu köyün insanları…
Yaşlısı, genci, hele o gençleri tek yürek oluveriyorlar karşılaştıkları an… Saygıyla sarılıp kucaklıyorlar birbirlerini…
Dahası, konuklarını da…
Görüp de hayran olmamak mümkün değil…
Bu cenneti ve insanlarının bozulmamış geleneklerine bağlılığını…
Sazı, sözü, folklörü tümüyle kendilerine ait… Kaşıkla oynadıkları o muhteşem oyunları da…
Geçtiğimiz cumartesiyi pazara bağlayan gece sabaha kadar, yaşları 500 yılı aşkın anıt çınar ağaçlarının altında tam bir bayram şenliği içinde kutladılar yediden 90’na hatta daha yukarı yaşlısı-genci, kadını-kızı 1. Keşkek Şenliğini köy meydanında…
Gürül gürül akan buz gibi iki pınarın çıkardığı su sesi eşliğinde…
Akşamdan altları yakılan dokuz dev kazanda nöbetleşe keşkek ezdiler sabahın ilerleyen saatlerine kadar…
Uzaktan yakından gelen konuklarına kusursuz hizmet vermek için uykusuzluklarına aldırmadan yarıştılar…
Amaçları bir, kalpleri ve istekleri aynı… Heyecanları görülmeye değer…
En büyük sorunları olan, evlerine içme suyu almak için tek yürek olmuş Pınarbaşı köyü insanları…
Hemen 3 bin 500 metre yukarıdaki bin 500 rakımda bulunan Çatal Oluk’un içilmeye doyulmayan güzellik ve özellikteki suyunu evlerine getirmek en büyük amaçları olmuş…
Ama ne ettiler, ne yaptılarsa sayısız müracaatlarına rağmen 1980 yılından bu yana programa aldıramamışlar…
İşte bunun için Pınarbaşı Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği'ni kurmuşlar ilk iş olarak…
Merkezi İstanbul’da bulunan çiçeği burnundaki bu dernek adı altında 1. Keşkek Şenliğini büyük bir başarıyla gerçekleştirdiler…
Önemli miktarda maddi gelir sağladılar şenliğe katılanlardan...
BELGESEL ÇEKTİM
1.Keşkek Şenliği'nin yanı sıra; sabaha kadar kaynayan kazanlarıyla, Asar tepesinden köyün doyumsuz manzarasına, Çatal Oluk'tan 2000 rakımlı Çatma Alanı'na, içerisinde geyiklerin gezdiği 700 yıllık Sedir ormanlara kadar tüm detaylarıyla çektiğim belgesel yıllarca yayınlandı ART kanalında...
