ANTALYA COP31 İLE KENDİNİ YENİDEN TANIMLAYABİLİR

Yeryüzü İklim Değişikliği ile Mücadele Vakfı Kurucusu ve Başkanı Serpil Arslantaş, COP31’in 2026’da Antalya’da yapılmasının, kenti yalnızca turizmde değil iklim, sürdürülebilirlik ve ekonomi yönetiminde küresel bir merkez haline getirme fırsatı sunduğunu söyledi. Arslantaş’a göre COP31, Antalya için iki haftalık bir etkinlikten çok, uzun vadeli bir kalite ve itibar eşiği anlamına geliyor.

20 Ara 2025 - 12:00 YAYINLANMA
ANTALYA COP31 İLE KENDİNİ YENİDEN TANIMLAYABİLİR

Antalya’nın ilk ve tek çevre ve doğa vakfı olan Yeryüzü İklim Değişikliği ile Mücadele Vakfının Kurucusu ve Başkanı Serpil Arslantaş, COP31’in Antalya’da düzenlenecek olmasının kent ekonomisi ve turizm sektörü açısından taşıdığı önemi değerlendirdi.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nın 31’incisi (COP31), 2026 yılında Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek ve ana toplantıların Antalya’da yapılacağı kesinleşti. Arslantaş, bu gelişmenin Antalya için tarihi bir eşik olduğuna dikkat çekerek,
“Antalya, dünyaya yalnızca bir turizm kenti olarak değil, iklim gündeminde sorumluluk alan bir merkez olarak da kendini gösterecek” dedi.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TURİZMİN GÖRÜNMEZ MALİYETİ
İklim değişikliğinin artık turizm için arka planda kalan bir unsur olmadığını vurgulayan Arslantaş, aşırı sıcaklar, ani hava olayları, su baskısı ve yangın riskinin hem misafir deneyimini hem de işletme maliyetlerini doğrudan etkilediğini ifade etti.
“İklim, turizm için görünmez bir bilanço kalemi. Enerji, su, bakım ve risk yönetimi aynı resmin parçaları” diye konuştu.

COP31’İN EKONOMİK ETKİSİ: KISA VADE VE UZUN VADE
COP31’in kısa vadede konaklama, yeme-içme, ulaşım ve organizasyon sektörlerinde ciddi bir ekonomik hareketlilik yaratacağını belirten Arslantaş, asıl fırsatın uzun vadede olduğunu vurguladı:
“Bu zirve, Antalya turizmini doluluk üzerinden değil, dayanıklılık ve sürdürülebilirlik üzerinden yeniden konumlandırma şansı sunuyor.”

SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM: EKSTRA DEĞİL, YENİ STANDART
Sürdürülebilir turizmi ekonomik, sosyal ve çevresel olmak üzere üç ayakta değerlendiren Arslantaş,
“Sürdürülebilirlik ekstra bir proje değil, iyi işletmeciliğin yeni adı” ifadelerini kullandı.
Atık yönetimi ve döngüsel ekonominin ise turizmde maliyetleri düşüren ve destinasyon itibarını güçlendiren kritik unsurlar olduğunu söyledi.

YEŞİL FİNANSMAN VE GÜVEN
Yeşil finansmanın önemine de değinen Arslantaş, finans dünyasının artık söylemden çok ölçülebilir sonuçlar aradığını belirtti.
“Kaynağını doğru yöneten ve bunu şeffaf biçimde gösteren işletmeler hem finansmanda hem itibarda öne çıkıyor” dedi.

ÇOK PAYDAŞLI MODEL VURGUSU
COP31’e güçlü bir hazırlık için kamu, özel sektör, STK’lar, üniversiteler ve yerel yönetimlerin aynı zeminde buluşması gerektiğini söyleyen Arslantaş, vakıf olarak Antalya’da ölçülebilir hedeflere dayalı çok paydaşlı bir hazırlık modeli oluşturmaya hazır olduklarını ifade etti.

“ANTALYA İYİ YÖNETİLDİĞİ İÇİN TERCİH EDİLEN BİR ŞEHİR OLABİLİR”
Arslantaş, COP31’in Antalya’ya sunduğu gerçek fırsatı şu sözlerle özetledi:
“Bu zirve, Antalya’nın ‘güzel olduğu için tercih edilen’ değil, ‘iyi yönetildiği için tercih edilen’ bir şehir olmasının önünü açabilir.”

 

Kaynak :
https://www.tourismtoday.net

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: