ANTALYA 12

Olymposun bitişiğinde bulunan, ballandıra ballandıra anlattıkları yanartaşa sadece yürüyerek çıkabiliyorsun. Yaklaşık yarım saat kadar tırmandıktan sonra, taşların arasından sızan gazı tutuşturarak doğal ocak halina gelebilen, yanartaşa varıyorsun. 

"Yanartaşa giden tur otobüslerinin rehberleri, yanartaşta turistlere ikram etmek için yanlarında Türk kahvesi, cezve, şeker götürüyorlar." 

diye anlatıldığında, ne demek istediklerini, o gazı tutuşturduğunda daha iyi anlıyorsun. 

"Evet rehberler kahve yapmak için yanlarında malzeme getirmekte çok haklılar" diyorsun kendi kendine. 

Daha sonra geldiğin yoldan arabana geri dönüyorsun. 

Arabana binip tekrar yola çıkıyorsun. Ana yoldan Antalya istikametine giderken, parkta yanına gelerek gezmen gereken yerleri yazan adamın söyledikleri geliyor aklına; 

"Ulupınarda muhakkak bıldırcın ya da alabalık yemeden dönme" 

Önce Adresana uğruyorsun. Tabelaları takip ettiğinde nefis bir koya daha ulaşıyorsun. Kızılçam ormanının kuşattığı asfalt yoldan adresan koyuna inerken uzun süre hissedeceğin çam kokusunu da ciğerlerine depolamayı ihmal etmiyorsun. Deniz kenarındaki kafeteryalardan birinde oturup, denize karşı bir şeyler yudumlayarak yorgunluğunu atıyorsun. Daha sonra Ulupınara gitmek üzere yollara düşüyorsun. 

Kızılçamların sardığı yolda devam ederken, Ulupınar tabelasından sağa sapıyorsun. Kısa süre devam ettiğinde yol seni ağaçların gölgesinde akan derenin üzerine yapılmış kameriyalara kadar götürüyor. Bir yere oturup, siparişinizin alınmasını beklerken garson geliyor; 

"Hoş geldiniz. Ne alırsınız?" 

" oturasıya kadar bıldırcını merak ediyordum ama çok acıktığımı fark ettim, daha çabuk ve doyurucu olur diye balık yiyeceğim." 

"Ama ızgara bıldırcın da doyurucudur. Tavsiye ederim." 

Tablo gibi gelen Bıldırcına bakmak daha da acıktırıyor. Özel olarak hazırlanan sosla marine edilmiş olan bıldırcından aldığın ilk lokma, sırf kemik olduğunu düşündüğün bu kuşun bu kadar lezzetli olması seni çok şaşırtıyor. Bu lezzetten sonra, böyle bir ortamda kahve içmeden gidilmez diye düşünerek, kahveni de istemeyi ihmal etmiyorsun. DEVAMI ÇARŞAMBA GÜNÜ... 

Hakan ALGAN