ANTALYA 4

31 Oca 2022 - 11:36 YAYINLANMA

Üstelik daha Antalya'nın batısını gezmediğini fark ediyorsun. Nerede vakit kaybettiğini düşünüp, bu saate kadar gittiğin yerleri gözden geçirdiğinde kesinlikle eksiğinin olabileceğını ama fazlasının olmadığına karar veriyorsun. Daha sonra da bir güne sığdıramayacağına ve bu gezini uzatman gerektiğine, hatta geç kalmış olmana rağmen bir araç kiralaman gerektiğini düşünüyorsun. 

O sırada izin alarak yanına oturan biriyle, -masadan kalkamayınca-, kısa bir sohbet ediyorsun. Ondan aldığın bilgilerle de, bu kararında ne kadar haklı olduğunu görüyorsun. 

"Sabah geldim Antalya'ya." diye başlıyor ve günü kısaca özetliyorsun. Gezdiğin yerlerden, yediğin yöresel tadlardan bahsediyorsun. Şaşkınlıkla sana bakıp, başlıyor konuşmaya; 

"Daha bir şey görmemişsin ki. Müzemizi, kesik minaremizi, kale içi ve yat limanındaki müzelerimizi, Antalya'nın batısında bulunan koylarımızı, şelalelerimizi, doğusunda bulunan Zeytintaş mağaramızı görmediğin gibi, ne Alanya Dim çayımızda çay içmişsin, ne de Arap kadayıfımızın tadına bakmışsın." 

"Sanırım birkaç gün uzatmam gerekiyor gezimi." 

"Sayması bile bir gün sürer. Gezmesi öyle birkaç günde bitmez buraları." 

Garsonu çağrıp, kâğıt kalem istiyorsun.
O kâğıt kalem getirirken, cep telefonundan internete girerek, araç kiralayabileceğin yerleri buluyorsun. Kâğıt kalem gelince de hayatında ilk kez gördüğün bu insandan, gezmen gereken yerleri ve nerede, ne yemen gerektiğini yazmasını ıstiyorsun. Belki bu seyahatinden sonra bile saklayacağın kâğıdı da alıp, oradan ayrılıyorsun. Doğruca araç kiralama şirketine giderek arabanı da kiralayıp, rotanı çiziyorsun. DEVAMI ÇARŞAMBA GÜNÜ... 

Hakan ALGAN

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: