ANTALYA 8

02 Mar 2022 - 09:22 YAYINLANMA

ANTALYA 8
Çakırlara gitmek üzere arabana atladığında tatlı bir sıcaklık kaplıyor bedenini. Sabah güneşi arabanın içini doldurmuş ve camdan geçerken daha bir ısınmış. 

Çakırlar yoluna girdiğinde gördüğün portakal bahçeleri içini tarif edemediğin bir huzurla kaplıyor. Yol kenarına park edip, sahibinin de bahçede olduğu bir yerden izin de alarak bir portakal, bir tane de limon kopartıyorsun dalından. Oradan aldıklarınla arabana binip yola devam ederken, beş dakikaya kalmadan arabanın içini limon kokusu kaplıyor. Portakalı da kahvaltıdan sonra yemek üzere kenara bırakıyorsun. 

Yaklaşık yirmi dakika sonunda Çakırlara ulaşıyorsun. Bazı mekanların ahşaptan tek katlı, bazılarının ise sadece masa sandalye atılarak, oluşturulduğunu görüyorsun. Bir yere oturmadan önce etrafı keşfetmek için küçük bir tur attığında, bölgenin yerlilerinin kendi yaptıkları ürünler dikkatini çekiyor. Nar ekşisi, turşu, salça vb. Daha sonrada, o bölgede yetişen ürünler dikkatini çekiyor. Portakal, limon, mandalina. Aynı zamanda sebze pazarının da kurulu olduğunu görüp, kahvaltıdan sonra bir tur daha atayım deyip, kahvaltını yapmak üzere oradaki işletmelerden birine geçiyorsun. 

Biraz oturduktan sonra yanına gelen köylü kadın siparişinizi almaya gelirken yanında getirdiği sıcak tandır lavaş, tereyağ ve peyniri masaya bırakıyor. El açması gözleme siparişini verirken biraz da sohbet edip, bilgi almak istiyorsun. 

"Ne güzel bir yer burası. Adeta ormanın içinde gizlenmiş." 

"Evet" diye cevaplıyor ve devam ediyor;
"Ailece çalışıyoruz burada. Kendi yerimiz neticede. Güzelliğini koruyabilirsek, çocuklarımız da karnını doyurur. Çayınız bardakta mı olsun, Maltız mı getireyim?" 

Gelmeden önce böyle bir ortamla karşılacağını bilmediğinden çok da vakit harcamamayı düşünüyordun ama maltızda demlenen çayın, böyle bir ortamdaki tadını düşününce de hemen cevap veriyorsun. 

"Maltızda lütfen" 

Harika bir pazar kahvaltısını, maltızda demlenmiş çay eşliğinde yaptıktan sonra saklı kent yolunun tarifini de alıp, istemesen de ayrılıyorsun oradan. 

Yaklaşık bir saat süren, ağzında gözlemenin tadıyla tamamladığın yolculuğun sonunda, bembeyaz örtü kaplı, kayak bile yapabileceğin saklı kente ulaşıyorsun. Hemen oturacak bir yerler bulup, içini ısıtacak sıcak çikolatanı sipariş ediyorsun. Aç olmamana rağmen, karlar üzerinde sucuk ekmek yemeyi de ihmal etmiyorsun. DEVAMI GELECEK ÇARŞAMBA... 

Hakan ALGAN

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: