FİZİK TEDAVİ 2
FİZİK TEDAVİ 2
Hemen hemen her gün böyle geçen akım seanslarından sonra gerçekten mesleğinde çok başarılı gene genç bir fizyoterapist eşliğinde egzersiz odasına giriyordum. İlk girdiğimde gördüğüm manzara; bir tane genç bir çocuk omzundaki kireçlenmeyi gidermeye çalışıyor, 80 yaşlarında iki kişi; birisi yürüme bandında ama baktığında yorgunluktan bitmiş, sanki nirvanaya doğru yürüyor, diğer hasta da bisikletin üzerinde kafasını da tutacak yerlere dayamış, uzaklara dalmış. Kim bilir Fransa bisiklet turunda mı görüyor kendini nerelerde görüyor?
“Selamın aleyküm”
Genç çocuk karizmatik bir biçimde kafasını eğdi. Sanırsın ki milli takıma girmiş de antrenman yapıyor. Bir taraflar çoktan fezaya ulaşmış bile. Bisikletin üzerindeki amca derste uyurken yakalanmış öğrenci gibi birden kafasını kaldırdı, pedalları çevirmeye başlarken bana da cevap verdi;
“Aleyküm selam”
Sanırım beni fizyoterapistlerden biri sandı önce. Hasta olduğumu görünce önce pedal çevirmeyi bıraktı sonra da eski pozisyonunu aldı. Sonradan neden bu kadar irkildiğini anladım. İkimizi çalıştıran da aynı fizyoterapistmiş. Benim deyimimle muhteşem Süleyman, diğer hastaların deyimiyle anti terörist. Böyle bir isim takmışlar ama bu durumda kendilerini terörist konumuna koyduklarının farkında değiller. O da sadece çalıştırdığı hastalara, hareketleri yapabilmeleri için esip gürlüyor. Ortamı görünce kendi kendime “olimpiyat köyüne hoş geldin Hakan” dedim…
Sabahları akım alıyor daha sonra gittiğim egzersiz odasında ise Süleyman hocamın eşliğinde açma, germe ve kuvvetlendirme hareketleri yapıyordum bu basit hareketlerin bana bu kadar fayda sağlayacağını hiç tahmin etmemiştim ve ilk önceleri bayağı ümitsizdim bile. Ama zamanla yürüyüşüm ciddi bir şekilde düzeldi ve hızlandı. Daha uzun mesafeleri de yürüyebiliyordum. Hatta yıllar sonra zıplayabilmiştim bile. O da ayrı bir hikaye ama. Ben 90 kg, Süleyman bey de 60 kg civarı bir şey. Geçti karşıma bana;
“ Zıpla” dedi. Güldüm.
“Hocam ne diyon sen Allah aşkına? Düştüm mü bütün yoncalı boşalır, deprem sanırlar”
“Sen zıpla, ben tutarım bir şey olursa”
“Git sigortanı kontrol ettir gel o zaman. Birazdan bir iş kazası yaşayacaksın”
“Sen zıpla. Dünyada iki canlı zıplayamaz; biri fil…”
“Tamam işte öbürü de ben”
Ama gerçekten yıllar sonra zıplattı beni, hem de defalarca zıplayabiliyordum tedavinin sonucunda. Düşünsenize az çok hepimiz spor izleyicisiyiz. Futbol, basketbol, voleybol, tenis…Sporculardan birisi bir sakatlık geçirip de bir hafta antrenman yapmadığında; formunu bulması lazım, antrenman yapmalı diyoruz. Biz yıllarca spor yapmamışız, tabii ki vücut körelecek. Bize düşen ise daha rahat hareket edebilmek için; basit açma (kasları ısındırarak çalıştırma), germe (hani sabahları kalktığımızda gerinince rahatlarız ya, aslında yaptığımız germe hareketi işte) ve en sonunda da kuvvetlendirme hareketleri yapmak. Bütün bu hareketler artık bilgiye ulaşmaktaki son nokta olan internette var. Arama motorunda görselleri tıklayarak bulabiliyoruz. Neden daha rahat hareket etmeyelim ki?
Hakan ALGAN
(MAÇIN SONUNU SEN BELIRLE)