HASTALIĞINIZLA DALGA GEÇEBİLİN
Bütün bunları yapmadan önce yolda yürürken artık düşük ayak da başladığından düşüyordum. Bu durumda bile şakaya vurabilmeli, yani insan kendisiyle ve hastalığıyla dalga geçebilmeli. Ne zaman ki öldüm bittim moduna girerseniz o zaman gerçekten bitersiniz.
Bir seferinde karşıdan karşıya geçiyordum. Biraz daha yürü ışıklardan geç. Sanki çok sağlammış gibi ya da koşabilecekmiş gibi, hemen şuradan geçivereyim dedim. Yol da boştu. Siyah bir jeep geliyordu ama uzakta sayılırdı. Biraz da acele edersem geçebilirdim. Tabii ki bu acele etme sol ayağımı taşıyamama sebep oldu. Bileğimden de ayağımı kıvıramayınca yolun ortasında ayağımın ucu düz yolda asfalta takıldı ve düştüm. Gelen arabanın şoförü acemi olabilirdi. Kalkmaya çalışırsam o da panikleyip çarpabilirdi. Üstelik önümde ve arkamda geçebileceği boşluk da vardı. En iyisi oturmak ve hiç kıpırdamamaktı. Tam önümden geçerken açık camdan kafasını çıkartıp bana baktı ve;
“Ne yapıyorsun birader?”
“Düştüm.” Yardımcı olayım mı diyeceğini sanırken;
“Burada düşülür mü?”
“Ben kalkmadan gitsen iyi olur. Gördüğün gibi elimde baston var ve potansiyel silah sayılır. Üstelik raporum da olduğu için ruhsatlı bu.”
Neyse ki karakol macerası yaşamadan gitti. Denge bozukluğumuz da olduğu için bu tipte enteresan olayları sürekli yaşıyoruz.
Gene bir seferinde Ankara`ya ablamlara gitmiştim. O sıralar piyasaya çıkacak yeni bir ilacın 3. Faz denemesi yapılıyordu ve ben de deneme hastalarından biriydim. Dengem gene dehşetti. Sabah saat 9:00`da hastanede randevum vardı. Deneme çalışmasının başında da hani bahsetmiştim ilk sayfada bir doktor vardı. Tebessüm ederken bile görmediğim. O vardı.
Evden çıktım ve sıhhiye otobüsüne bindim. Sıhhiyede inip oradan parkın içinden hastaneye giderim diye düşünüyordum. İndikten sonra yalpalayarak alt geçite doğru yürümeye başladım. Arkamdan gelen kadın beni geçmeye çalışıyormuş ama yalpaladığımdan dolayı geçememiş olsa ki tam alt geçide geldiğimde merdiven trabzanlarına tutununca sabit bir şekilde aşağı doğru inmeye başladım. Kadın da ben sabitleşince yanımdan geçerken bana döndü ve;
“Terbiyesiz, sabah sabah ne vardı bu kadar içecek” dedi.
Kısa bir şokun ardından sarhoşlar gibi konuşarak;
“Derdin ne diye sor bi bacım” dedim.
Ne yapmalıydım yani; kadınla tartışmaya mı gireyim, ya da durup kadına MS hastalığı hakkında mini bir konferans mı vereyim? Güldüm geçtim.
Hakan ALGAN
(MAÇIN SONUNU SEN BELIRLE)