MİSAFİR
MİSAFİR
Bazılarının ırkçılık olarak gördüğü "Sığınmacı istemiyoruz" söylemini kurcalayalım bu gün.
O insanlara kucak açıp, savaş ortamından kurtarmak, kısacası hayatlarını kurtarmak insanlık görevimizdi. Biz de bu görevimizi layıkıyla yerine getirdik zaten.
Yanlış yapılan en önemli şey, savaş ortamından gelen bu insanların herhangi bir psikolojik destek verilmeden, bu destek sürecinde de kamplarda barınmalarını sağlamadan koskoca bir ülkeye salınması.
Farklı bir kültürden gelen bu insanların, anında kültürümüze adapte olmasını bekleyemezken, savaştan gelmiş olan bu insanların özgürlük ortamına uyum sağlamalarını hiç beklememeliyiz. Hata başta yapıldı zaten.
Buraya gelenler için, insan öldürmek dahil, bütün kanunsazluklar normal. Çünkü dedik ya, savaştan geliyorlar. Zaten savaşa karşı olanlar da bu yüzden karşı değiller mi? Bu ülkede de alıştığı savaş ortamındaki bu yaşantıyı devam ettiriyorlar. Hal böyle olunca da doğal olarak geldikleri bu ülkede de huzuru bozuyorlar.
"Suriyeliler ülkesine dönsün" diyenler de, huzursuz olduğundan dönsün istemiyorlar mı? Kendilerinden çok, çocuklarının can güvenliğinin kalmamasından endişelenmiyorlar mı?
Bu düşüncelerimi sosyal medyada (tweeter) paylaştığımda, faşistlikle suçlandım. Haberim olmadan faşistliğin tanımı; yaşadığı ülkenin kanun ve kurallarına uymayarak huzur bozanların sınırdışı edilmesini istemek olarak değiştiyse, bir faşistin yazısını okudunuz.
Hakan ALGAN