ROJİN’İN ÖLÜMÜNDE KARANLIK NOKTA KALMAYACAK MI?

Üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in Van Gölü kıyısında bulunan cansız bedeni, Türkiye’yi sarsan olaylardan biri haline gelirken, kamuoyunun “gerçek ne?” sorusu hâlâ yanıt bekliyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, sürecin tüm yönleriyle şeffaf, titiz ve çok yönlü olarak sürdürüldüğünü belirtti.

Bakan Tunç, Rojin’in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada, tek bir ayrıntının bile göz ardı edilmediğini, delillerin, tanık ifadelerinin, dijital verilerin ve adli tıp raporlarının detaylı biçimde incelendiğini vurguladı.

27 EYLÜL’DE KAYBOLDU, 15 EKİM’DE ÖLÜ BULUNDU

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi 1. sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024’te yurttan ayrıldıktan sonra kayboldu. 15 Ekim’de ise Mollakasım Mahallesi sahilinde cansız bedeni bulundu. Aradan geçen süreçte soruşturma genişletilirken, DNA bulguları ve adli tıp raporları, olayın çok daha karmaşık olabileceğini ortaya koydu.

İKİ AYRI ERKEĞE AİT DNA BULUNDU

Diyarbakır Barosu ve Van Barosu tarafından düzenlenen ortak basın toplantısında, soruşturma dosyasına giren adli tıp raporu kamuoyu ile paylaşıldı. Rapora göre:

Rojin Kabaiş’in göğüs ve vajina iç bölgesinde, iki ayrı erkeğe ait DNA tespit edildi.
Avukatlar, daha önce hazırlanan adli tıp raporunun eksik, hatalı ve gerçeği yansıtmadığını belirterek Adli Tıp Kurumu hakkında suç duyurusunda bulundu.

Bu gelişme, soruşturmanın seyrini değiştirirken, kamuoyunda “Bu genç kız nasıl öldü?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı.

BAKANLIK: YURT DIŞINDAN UZMANLAR DEVREDE

Adalet Bakanı Tunç’un açıklamasına göre, soruşturmada şu adımlar atılıyor:

Adli Tıp Kurumu raporu dosyaya eklendi.
İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan ek uzman mütalaası talep edildi.
HTS kayıtları, telefon incelemeleri, kamera görüntüleri, tanık ifadeleri ayrıntılı şekilde analiz ediliyor.
Rojin’in kullandığı telefonun kilidi yurt dışından uzman desteğiyle açılmaya çalışılıyor.
Dijital materyaller üzerinde teknik incelemeler sürüyor.

Tunç, “Hiçbir ayrıntı göz ardı edilmiyor. Maddi gerçeğin tamamen ortaya çıkması için büyük bir gayret gösteriliyor,” dedi.

AİLE VE KAMUOYU CEVAP BEKLİYOR

Rojin Kabaiş’in ailesi, barolar ve insan hakları örgütleri, soruşturmanın sadece detaylı değil, bağımsız ve şeffaf biçimde yürütülmesini talep ediyor. Raporlardaki çelişkiler, adli sürecin her adımının yakından takip edilmesini zorunlu kılıyor.

Bakan Tunç’un şu sözleri dikkat çekti:

“Başta Rojin evladımızın acılı ailesi olmak üzere, milletimiz müsterih olsun. Soruşturmada tek bir nokta dahi karanlıkta kalmadan, maddi gerçeğin mutlaka ortaya çıkarılması için yoğun bir gayret gösterilmektedir.”

ADALET ARAYIŞI SÜRÜYOR

Rojin’in ölümüyle ilgili soruşturma devam ederken, olay Türkiye’nin vicdanını derinden sarsmaya devam ediyor. Ortaya çıkan her yeni delil, hem hukukun işlerliği, hem de kadınların güvenliği açısından kritik soruları beraberinde getiriyor:

Rojin nasıl öldü?
Deliller neden gecikmeli ortaya çıkıyor?
Soruşturma adil ve bağımsız yürütülüyor mu?
Cezasızlık kültürüyle mi karşı karşıyayız?

Bu sorular, yalnızca Rojin için değil; tüm genç kadınlar için adaletin ne kadar işleyeceğini gözler önüne serecek.

SON SÖZ

Rojin Kabaiş, bu ülkede üniversite hayali kuran binlerce genç kadından sadece biriydi. Yaşamı, soru işaretleriyle sona erdi. Şimdi sorumluluk, gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarmakta. Çünkü adalet gecikirse, toplumun yarası daha da derinleşir.