KİM YÖNETİYOR BU ŞEHRİ?
Antalya’da Dar Kadro Düzeni ve Cevapsız Soru
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde yıllardır süren bir tablo var: Dar bir kadro, belediyeyi adeta kendi alanına çevirmiş durumda. Başkan Muhittin Böcek’in çevresinde toplanan bu yapı, karar mekanizmalarının tamamına nüfuz etmiş halde.
Bu yapı ve Böcek yönetimi, 5 Temmuz’da soruşturma kapsamında gözaltına alındı ve birçok konuda iddialarla tutuklandı. Soruşturma hâlâ devam ediyor ve genişliyor. İtirafçılar, belgeler, deliller… durum korkunç. Ortada dönen rant ve rakamların büyüklüğü iddia ediliyor.
Böceğe yakın belediye bürokratları, iş insanları ve yöneticiler önce belge ve deliller ile tutuklanıyor, sonra itirafçı olup tahliye ediliyor.
Kimin nerede görev alacağı, hangi birimin kim tarafından yönetileceği artık kurumsal liyakatle değil, belli bir çevrenin tercihleriyle şekilleniyor.
Bu durum yeni değil. Konyaaltı döneminde kurulan ekip, bugün Büyükşehir’de ve dolaylı biçimde Konyaaltı ile Kepez belediyelerinde de etkili. Kent yönetimi, birkaç kişinin elinde şekillenen bir güç ağının gölgesine düşmüş durumda.
Eleştiriler çok net: Bu ağ, belediyeyi bir hizmet kurumu olmaktan çıkarıp, siyasi sadakat merkezi hâline dönüştürüyor.
Antalya Halkı Ne Bilmek İstiyor?
Kentin kaynakları kimler tarafından, hangi yöntemlerle yönetiliyor?
Ama şeffaflık ve hesap verme kültürü, ne yazık ki bu yönetimde öncelikli değil.
Oysa belediye bir kamu kurumu; kimsenin özel şirketi değil. Vatandaşın ödediği her kuruş, kamu adına kullanılan bir emanettir.
Asıl Soru: Bugün Bu Belediyeyi Kim Yönetiyor?
Eğer iddialar doğruysa,
Eğer belediye içinde usulsüzlükler yaşandıysa,
Ve eğer Başkan hukuki süreç nedeniyle görevinden uzaksa,
bugün bu belediyeyi fiilen kim yönetiyor?
Şu anki yöneticiler, Böcek tarafından atanmış ve ona bağlı kişiler değil mi?
Eğer zihniyet aynıysa, kimin yönettiğinin bir önemi var mı?
Aynı kadronun, aynı düzenin, hiçbir denetim ve değişim olmaksızın yönetmeye devam etmesi kamu vicdanını rahatsız ediyor.
Antalya halkı “emanet yönetim” değil; meşru, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim istiyor.
Basın Neden Sessiz?
Antalya basını, Gazeteciler Cemiyeti, kentin söz sahibi yazarları sessiz.
Oysa açılışlarda, davetlerde, gezilerde poz veriyorlar.
Antalya Büyükşehir’de olanları görmüyorlar, duymuyorlar… Konulara sessiz kalıyorlar. Ya da bilmediğimiz bir “görünmez yanları” var, kim bilir?
Ama iş gerçeklere ve kentin sorunlarına gelince susuyorlar.
Arkadaşlar, bu şehir hepimizin. Gazetecilik bir kamu görevidir. Halkın gerçeklerini, korkmadan ve çıkar gözetmeden dile getirmelidir. Ne yazık ki bunu çok göremiyoruz.
Son Söz
Bu şehir sahipsiz değil.
Antalya’nın iradesi, kapalı kapılar ardında değil, halkın gözü önünde tecelli etmelidir.
Gerçek demokrasi, işte tam da bu sorunun cevabında gizlidir:
Kim yönetiyor bu şehri?
Düşünün…
 
                 
             
                            